top of page

Cinsiyet eşitsizliğin tarihi ve sosyolojik kökenleri

Güncelleme tarihi: 18 Şub 2023


Türkiye’deki gündem vesilesiyle kadın - erkek eşitsizliğinin tarih boyunca nasıl evrildiği üzerine düşündüm bugün. Genel inanışın aksine kadın hakları düz bir çizgide sürekli iyiye doğru ilerlemiyor. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada eşitliği ve huzuru sonuna kadar yaşamış medeniyetler de yeşerdi. Haydi gelin madalyonun iki yüzüne de birlikte bakalım...


Çatalhöyük, Konya

impression: Dan Lewandowski


Günümüzden 9 bin yıl önce kurulmuş Çatalhöyük, insanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden. Buluntular hiç bir toplumsal eşitsizliğin olmadığına, kadın ve erkeğin tamamen eşit yaşadığına işaret ediyor. Merkezi güç yok ve tam bir komünal yaşam mevcut. Yaklaşık 8 bin kişiden oluşan Çatalhöyük toplumunun mezarlarında yapılan DNA testleri çekirdek aile kavramının olmadığını gösteriyor. "Kadın" bir tanrıça tarafından taşıyıcılar seçilerek gönderildiğine inanılan çocuklar, doğduklarından itibaren hep birlikte büyütülüyor. 


Sümer

Çatalhöyük Ana Tanrıça Kültü, Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Yazıyı, matematiği, sulama sistemlerini, tekerleği, pulluğu-sabanı, masa oyunlarını, zaman kavramını, hidrolik mühendisliği, metalurjiyi icat eden Sümerler'in en büyük tanrıçası ise Nammu. Sümerler'in insanlık tarihine başka hiç bir medeniyetin yapmadığı kadar büyük katkılar yapmasının altında mükemmel bir kadın-erkek eşitliği yatıyor. 


Çatalhöyüklü kadınlar, BBC - The Ascent of Woman



Peki işler neden değişti?

Akad

Büyük Sargon bölgeyi fethetti ve Akad İmparatorluğu'nu kurdu. Geniş coğrafyaları keşfetme hırsından dolayı ordu kavramını getirdi ve erkek egemen toplumun temellerini attı. Enmetena Urukagina Yasaları'nı çıkardı. Bu yasalar bilinen kadın-erkek eşitsizliğinin ilk uygulandığı yasalar niteliğindeydi. "Eğer bir kadın sırası gelmeden konuşursa sağlamca bir tuğla ile dişlerini kırınız." MÖ 2400


Babil

Milattan önce 1770 yılında hepimizin bildiği Hammurabi Kanunları yayınlandı. Bu kanunlarda kadın kendi malına sahip olabiliyordu, "gereksiz" yere öldürülmesi yasaklanmıştı. Fakat bütün cinsel kimliği erkeğin egemenliğine verildi. Kadına tecavüz etmek yasaktı. Bu yasak kadının mahremiyetinin çiğnenmesi ile ilgili değil; o kadının sahibinin malına verilen zarardan ileri geliyordu. 


Asur

Milattan önce 1500 yılları civarında hüküm süren Asurlular zamanında eşitsizlik çok daha belirgin bir hale geldi. Agresif toprak genişlemesi, bitmeyen savaşlar, sürekli büyüyen ordu kadınları git gide daha da geri plana attı. Çıkarılan yasaların yarısından çoğu kadınların toplumsal rolü ve ceza şekilleri ile ilgiliydi:


- Kadınların saçları ve kulakları çekilebilir. 

- Erkekler isterse kadınlar sokağa atılabilir. 

- Kadın çocuk aldırırlarsa öldürülür.

- Kadın zina yaparsa öldürülür.

- Erkek suç işlemişse yerine karısı cezalandırılır. (Tecavüz eden erkek, karısına tecavüz edilerek cezalandırılır.)

Mısır

Aynı dönemlerde Mısır'da hüküm süren kadın firavun Hatshepsut zamanında kadın - erkek eşitliği ön plandaydı. Medeniyetin en parlak dönemleri yaşanıyordu. Kadın ve erkeğin giyiminde, saçlarında, toplumsal rolünde bir farklılık yoktu. Lakin Hatshepsut'un ölümünden sonra eşitlik yavaş yavaş silinmeye başladı. 

Milattan önce 1700'lere tarihlenmiş Mısırlı kadın erkek heykeli - Louvre Müzesi

Antik Yunan

Antik Yunan'a (Atina) geldiğimizde durum nasıldı peki? Kadının başörtüsü örtmesi zorunlu hale geldi. Demokrasinin doğduğunu düşündüğümüz topraklarda kadınlar 1952 yılına kadar oy kullanamadılar. "Pandora'nın Kutusu" anlatısıyla bütün kötülüklerin kadından evrene yayıldığı anlayışı hakim kılındı. 

"Kadın yaratılışta eksik kalmış erkektir. Mantık eksikliği nedeniyle erkekler tarafından kontrol edilmelidir."  Aristo


Edinburgh Üniversitesi'nden Dr. Lloyd Llewellyn-Jones dönemin kadın haklarının şu an Taliban yönetiminde bulunan Afganistanlı kadınlardan farklı olmadığını belirtiyor.



Bizans

Kilisenin "Şeytanın beslendiği kaynak kadındır" dediği bir dönemde dünyanın en güçlü şehri Konstantinopolis'i Theodora yönetiyordu. Hipodromda fahişe, dansçı ve şarkıcı olan Theodora imparatoriçe olduktan sonra ise kadın haklarının geliştirilmesinde büyük rol oynamıştır.  548'de öldüğünde dünyada kadın hakları açısından en ileri şehir Konstantinopolis'ti. 


"Kadın sessizce ve uysalca dinlemesini bilmeli. Biz kadınlara toplumda ses yükseltme ve erkek üzerinde herhangi bir otorite kurma hakkını vermiyoruz." İncil, Timothy 2:11-15


"Allah erkeği kadından üstün kıldı. Her konuda erkekler kadının yöneticisidir. Başkaldıran kadına öğüt verin, yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün. İtaat ederlerse artık aleyhlerine başka yol aramayın." 

Nisâ Suresi 34, Kur'an


Devamını hepimiz biliyoruz. Bu yasaların hepsini biz yazdık; istersek değiştirebiliriz.

762 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


Harika bir yazı olmuş. Dopdolu bir yandan da sade, tebrik ederim. Serinin devamını bekliyoruz heyecanla. :)

Like
bottom of page